UYARI: Aşağıdaki röportaj çocuklukta yaşanmış cinsel istismarla ilgilidir. Bu tür yazıları okurken daha önce yaşamış olduğunuz olayı/olayları zihninizde tekrar yaşayabilirsiniz, korku ve kaygılarınız yüzeye çıkabilir. Herhangi bir şeyle (ses, görüntü, koku, dokunma, tat) olay ya da olaylarla ilgili anılarınız tetiklenebilir, geriye dönüşler yaşayabilirsiniz.Böyle durumlarda okumayı bırakmanız, ihtiyaç duyduğunuzda, gücünüzü topladığınızda tekrar okumanız iyi olabilir.
Bana yaşadıklarını anlatmak istediğini belirten bir mesaj attın N… Öncelikle anlatmaya nasıl karar verdin onu öğrenebilir miyiz?
Videolarınızdan önce sizin Kutsal Tecrit kitabınızı okumuştum. Söyledikleriniz benim yaşadıklarımla birebir aynı gibiydi. Herkesin görmezden gelmesi … Çok öfke hissettim kitabınızı okuduğumda, dedim ben de bir şeyler yapmalıyım. Öfkemi bir şekilde dönüştürmeliyim. İçimde taşıyorum bu sırrı sanki benim suçummuş, benim yükümmüş gibi. Biraz da onların yükü olsun istedim.
Bir basın kuruluşu ile direk iletişime geçmeyip bana anlatmak istemenin özel bir nedeni var mı?
Bir gazeteci ya da başka birine anlatmak hiç aklıma gelmedi desem… Uçurum Kenarındaki Salıncaklar kitabında hayatta kalanları anlatan bir kitap yapmışsınız, onu görünce… Bir de benzer şeyler yaşamışız, kendimi size yakın hissettim. Ve anlaşılabileceğimi düşündüm. Bunları yaşamayan birine anlatsam, sizin kadar anlamayacaktı, belki inanmayacaktı.
Çevremdeki kimse bana inanmadı, belki yine aynı tepkiyi almaktan korktum. Açıkçası beni yargılamadan dinleyen bir psikoloğum oldu herhalde, bir de siz oldunuz. Diğerlerine de anlattım, arkadaşlarıma falan… Çok anlaşılabildiğimi düşünmüyorum. Bir yerden sonra herkes bana şunları demeye başladı. “Tamam artık geçti bitti, kaç yıl oldu… Önüne bak, hayatına bak… İşte git bir şeyler yap, git evlen…. Kurtuldun artık, o evde değilsin…” Beni anlamadıklarını, yaşadıklarımı hafife aldıklarını düşünüyorum.
Nasıl başladı cinsel istismarlar hatırladığın kadarıyla anlatır mısın?
Ben üç dört yaşındayken… Öyle tahmin ediyorum, ilkokula gitmiyordum. Dayımın cinsel istismarına maruz kaldım. Ne kadar sürdü tam bilmiyorum. Sürekli oluyordu, öyle hatırlıyorum. Yani kimse olmadığında yapıyordu galiba. Ben anneannemlere kalmaya gitmiştim o dönem.
Büyük dayım psikolojik sorunları olan bir insandı. Herkes söyler bunu. Tam olarak hatırlamıyorum. Sadece bir sahne var aklımda… Sonra bana şeker verirdi. O şekerleri aldığım için kendimi çok kötü hissederdim. Her seferinde “Sessiz olursan, kimseye söylemezsen, sana şeker vereceğim” diyerek…
Sonrasında amcamın cinsel tacizine maruz kaldım. Dershaneye gitmek için babaannemlerde kalmaya başlamıştım. İki tane kanepeleri vardı karşılıklı. Ortasına da bana yatak sermişlerdi. Birinde babaannem, birinde amcam yatıyordu. Sonra amcam bana dokunmaya başladı. Kendimi çok kötü hissettim. Yedinci sınıfa gidiyordum galiba. Bunu bir şekilde insanlara duyurmak istedim. İntihar ettim biliyor musunuz o dönem? İlaç içtim. Aslında amacım ölmek değildi, dikkat çekmekti. Birilerinin beni görmesini sağlamaktı belki. Sonrasında kendim gittim hastaneye. Okulda duyuldu… Bir öğretmenim sordu, neden böyle bir şey yaptın dedi. Ben dayımın, amcamın tacizine uğradım dedim. Annemin kulağına gitmiş. Annem bana inanmadı. Kimse inanmadı. “Sen yanlış anlamışsın, kendini yanlış ifade etmişsin” falan dediler. Çocuktum, bende onların haklı olabileceklerini düşündüm.
Şimdi yeni yeni hatırlıyorum da sekizinci sınıfta galiba başka bir öğretmenime daha anlatmıştım. “Elin kolun yok mu? Vur, bağır, bir şey yap!” demişti. Ben bağıramamıştım ve bağırmadığım için benim suçum olduğunu, başıma gelenleri hakkettiğimi düşünmüştüm.
İşte üniversite son sınıfta tekrar kuzenim (halamın oğlu) tarafından böyle bir şey yaşadığımda artık bir şeyler daha berraklaşmaya başladı benim için. O gece kuzenim konuşmak için beni yanına çağırdı. Kardeş gibi büyüdük aynı yaştayız zaten. Benim hiç aklıma böyle bir şey olabileceği gelmedi. Gittim yanına. Birden böyle öpmeye başladı… Ben orada konuşamadım, dondum kaldım… Ama izin de vermedim bana bir şey yapmasına.
Arkadaşlarıma anlattım. Çok samimi olduğum arkadaşlarıma. Bana N… susmamalısın, köyde düğünde ya da başka bir yerde karşına çıkacak, susarsan kendini kötü hissedeceksin. Onlar öyle söylemeseler ben yine susacaktım. Hatta arkadaşlarım da benimle birlikte geldiler. Halama anlattım durumu. Halam şey dedi; “Sen zaten psikolojik olarak çok iyi değilsin. Muhtemelen yanlış anladın, hayal gördün. Bundan kimseye bahsetme.” Ben kardeşimi de aldım, çıktım oradan.
Yaşadıklarını kimlerle paylaştın?
Ortaokula kadar anneme anlatmadım. Kızlık diye bir şeyden bahsederlerdi, ona sahip çıkmalısın, onu korumalısın. Ben kaygılanıyordum, acaba benim kızlığıma bir şey oldu mu? Bir şey olduysa annem bana çok kızar. Bilmiyorum belki de o yüzden söylememişimdir anneme.
Ama ortaokulda söylediğimde annem inanmadı bana. Annem tam ne söylediğini hatırlamıyorum. En son işte üç yıl önce konuştum annemle, yine inanmadı. “Yeter artık, ben yalan mı söylüyorum?”dedim. Yine tepki vermedi. Israrla konuşmaya çalıştığımda; beni anladığını, kardeşimin böyle bir şey yapacağı aklımdan geçmezdi, öyle olduğunu bilsem seni göndermezdim, dedi. Sonra hiçbir şey olmamış gibi dayımla görüşmeye devam etti.
Amcamda da kimse inanmadı. “N… kendini yanlış ifade etmiş. Orada taciz derken dövdüğünden falan bahsediyor” gibi çevirdiler. Hatta biliyor musunuz babaannem beni
bakirelik için muayeneye götürdü. Daha yedinci sınıfa gidiyorum. Oğlunu aklayacaktı bir şekilde… Ben kendimi çok kötü hissettim. Birilerinin yanında cinsel organımı açmak istemedim. Direttim girmedim muayeneye.
Kuzenimin olayında da babaannem herkese yaymış “N… benim torunuma iftira atıyor” diye. Sanki ben onun torunu değilim. Bana inanmak işlerine gelmedi. Çünkü kuzenimle daha yakınlardı, onunla aralarını bozmak istemediler. Benim onlara bir faydam dokunmuyordu, kuzenim onların her işlerine koşuyordu…
Köyde duyduğun benzer olaylar var mıydı?
Benden birkaç yaş büyük bir kız vardı, bizim okuldaydı. O zamanlar ortaokuldaydı. Komşu köyden. Kız abisinin cinsel istismarı sonucu hamile kalmıştı. Herkes biliyordu. Sonra ne yaptı bilmiyorum. Üniversiteye gittiğini duymuştum.
Mesela babaannem babamın da çocukken dağda kardeşim gibi çobanlık yaparken böyle bir şey yaşadığını anlatmıştı. Amcamında kendisinden birkaç yaş büyük erkekler tarafından bu tarz bir şeyler yaşadığını anlatmıştı. Yani normal görülüyor ki anlatılıyor babaannem bunları…
Kardeşlerinin de benzer şeyler yaşadığından bahsediyorsun?
Erkek kardeşim dağdaydı hep, çobanlık yapıyordu. Beşinci sınıftan beri. Orada diğer çobanlar tarafından cinsel istismara uğramış. Ne derece zarar gördü, ne kadar sürdü hiç bilmiyorum. Çok suskun bir çocuktu, bir derdini anlatmazdı bize. Annem, tahmin mi etmiş bir yerden mi duymuş bilmiyorum. Annem kardeşime sorduğunda; “Evet öyle bir şey oldu ama ben artık kendimi koruyabiliyorum” demiş. Annem babama çocuğa dağda zarar veriyorlar tek başına gönderme çok küçük demişti. Ama babam gitmedi. O evde en çok yaralı belki de erkek kardeşim. Çok şey… Böyle insanlarla görüşmüyor, bir yere çıkmıyor… Küçüklüğünden beri hep dağda. Yaşıtları oyun oynarken o babamın yapması gereken işi yapıyordu dağlarda…
Kızkardeşimde cinsel istismara maruz kalmış. Ben o dönem babaannemlerde kalıyordum. Erkek kardeşim kız kardeşime… Kızkardeşim bana söylemişti tam olarak ne söylediğini hatırlamıyorum. Ben ciddiye almadım, ben de çocuktum. Konduramadımda… O gün kız kardeşime çok kızmıştım biliyor musunuz? “Sesin çıkmadı mı? Sen de mi razıydın?” tarzı şeyler söylemişim. Nasıl böyle bir şey söyleyebilmişim… Bunun için kendime çok kızıyorum şimdi.
Evin içi nasıldı N… bunlar yaşanırken? Kardeşler arasında ilişkileriniz nasıldı?
Çocukken bize normal mi geliyordu artık bilmiyorum. Ama evde hep bir huzursuzluk olurdu. Annem hep mutsuzdu. Belki de o evde en büyük olduğumdan dolayı, ben kendimi hep kardeşlerimin annesi sandım. Hep onlar için bir şeyler yapmaya çalıştım. Onları kurtarmak istedim. Anne babamı bile kurtarmak istedim. Sanki onların hiçbir şeye gücü yoktu da bir tek ben bir şeyleri başarabilirmişim gibi… Kardeşlerime karşı o yüzden bazen baskıcı ve kontrolcü oldum. Hata yapmalarını, benim yaptığım yanlışları yapmalarını istemedim. Mutlu olmalarını istedim. Hala öyle… Okusunlar, bir şeyler yapsınlar diye onlara sürekli bir şeyler alıyorum. Kitaplar alıyorum. Destekliyorum, elimden geldiği kadarıyla…
Kardeşlerim yaşadıklarımızın bir problem olduğunun farkında değiller. Ne zaman ki evden çıkıyorlar… Küçük kız kardeşim o evden çıktığında fark etti, üniversiteye gittiğinde. Öncesinde benim yaşadığım taciz olayın da “Niye bağırmadın? Bağırsaydın…” gibi bir tepki vermişti. Şimdi diyor ki abla o dönemler bilmiyordum. Artık bana destek oluyor. Benim de o evden çıkmış olmam onlara da bir umut oldu diye düşünüyorum. Hem onlara destek oluyorum hem de onlar da oradan kurtulabileceklerini düşünüyorlar.
Sana yardım edebilecek kurumlardan yardım istemeyi ya da şikayette bulunmayı düşündün mü?
Bunlar hiç aklıma gelmedi. Yapılabilecek bir şey yoktu, kanıtım yoktu çünkü. Zaten genç kız olduğunda -senin durumda olduğu gibi- bekareti bildiğim için, kimseye anlatmak istemedim.
Aslında intihar ettiğim dönemde polisler benim ifademi almışlardı. Ama bana kimse inanmayınca ben de sustum. Büyüklerim daha iyi biliyorlardır diye düşündüm muhtemelen. Çünkü herkes benim yanlış hatırladığımı söyledi. Ben de yaşadıklarımı anlamlandıramıyordum ve inanmak istemiyordum.
Nasıl bir çocuktun?
Biliyor musunuz okulda sürekli bir köşeye çekilir ağlardım. Seans gibi, her gün… Hiç kimse, hiçbir öğretmen; “Bu kızın ne derdi var?” diye merak edip sormadı. İnsanlar gerçekten görmek istemiyorlar dediğiniz gibi.
O zamanlar da kilolu bir çocuktum. Çocukluğumda yaşadığım şeyin etkisiyle de olabilir fazla kilolar. Çocuklar pek sevmezlerdi beni, aralarına almak istemezlerdi. Onlar beni aralarına almayınca ben de onlara kopya vermezdim, bildiklerimi paylaşmazdım. Çok başarılı bir öğrenciydim. İlkokulda, ortaokulda ilçe birincisiydim. Çocuklar benimle konuşmuyorlardı ya ben de hep öğretmenlerimin yanına gider, onlarla konuşurdum. Kitap okurdum bol bol…
Genç kızlık döneminde nasıldın?
Liseyi yatılıda okudum. İlk gittiğim sene okul birincisi olmuştum. Sonraki dönemlerde de birinci olabilirdim, öyle potansiyelim vardı ama bence kendimi sabote ettim. Çünkü başarılı olabildiğime inanmak istemiyordum. Hep kendimi yetersiz hissediyordum. Yakıştıramıyordum kendimi öyle bir şeyi. Ben KPSS’de de Türkiye altıncısıydım.
Yurtta da genelde içe kapanık, kendi halinde… Beni hep küçümserlerdi. Belki kıskanıyorlardı, bilmiyorum. Zorbalık yaparlardı bana yurttaki kızlar. Hep böyle arkamdan konuşurlardı. Bir keresinde bir arkadaşım şey demişti “Sen uzaylı mısın?” Niye insanlarla muhatap olmuyorsun anlamında.
Çocukken çok saftım biliyor musunuz? Hala biraz öyleyim, insanlardaki kötü taraflarını, eksik taraflarını göremiyorum. Belki görmek istemiyorum. Hep iyi taraf neyse, güzel taraf neyse bunu görüyorum. Büyüyemediğim için belki de…
Psikolojik destek almaya nasıl karar verdin?
Kuzenimin cinsel şiddetinden sonra köye dönmek istemedim. Halam gitmiş babaanneme anlatmış. Kendilerini haklı gösterecek şekilde anlatmış. Babaannem de çok dedikoducudur herkese yaymış; “N… benim torunuma iftira atıyor…” Bunları duyduktan sonra ben köye dönmek istemedim. Bir cafede işe girdim. Sonrasında dayım beni aldı zorla köye götürdü. Kafelerde falan çalışırsam, dayımın tanıdıkları görecek, “Senin yeğenin garsonluk yapıyor, erkeklere hizmet ediyor” diyecek diye… İşte o dönem psikoloji kitaplarıyla ilgilenmeye başladım.
KPSS’yi kazanıp atanır atanmaz direkt terapiye başladım. Çünkü artık dayanamıyordum. Sadece yaşadağım cinsel taciz ve istismarlar değil ki, küçüklüğümden beri
annemle babamın cinsel ilişkilerine tanık olmakta… Annem hep böyle bizim yanımızda yatardı. Babamın yatağına gitmezdi. Babam zorla alırdı götürürdü. Ve ben bunun tecavüz olduğunu yeni öğrendim. Evli oldukları için annem yapmak zorunda diye düşünüyordum. Yıllarca neredeyse her gece… Zaten hepimiz bir odanın içinde yatıyorduk.
Anneme söyledim birgün; bu sizin kendi aranızdaki bir problem, biz buna maruz kalmak istemiyoruz. Annem biraz kendini kötü hissetti. Bir iki gün gelmedi yanımıza. Sonra hiçbir şey olmamış gibi… Onunda belki sığınacak bir yeri yoktu. Bilmiyorum…
Farklı kişiler tarafından cinsel taciz ve istismara maruz kalmak sende nasıl bir duygu yarattı?
Yani şöyle… Bir sefer bir arkadaşımla sevgilisinin ailesine gitmiştik. Sevgilisinin babası da para çekecekti ATM’den. Arkadaşım, sen eşlik eder misin, ben anlamıyorum dedi. Adamın taksisine bindim. Adam bana dokunmaya başladı… Babam yaşında adam… Ben tabi orada dondum kaldım, tepki veremedim. Sonrasında yanlarına geldiğimde arkadaşım da anladı durumu. Ben de anlattım.
O olaydan sonra kaç kere yaşadım ben bunu, acaba bende bir sorun mu var? Niye herkes bana bu şekilde yaklaşıyor? Sonra terapiyle birlikte anladım ki sorun ben de değildi onların zihniyetlerindeydi.
Şimdi genç bir kadın olarak köyü ya da aileni ziyaret ettiğinde ne hissediyorsun?
En son deprem zamanında gittim köye. Gidecek başka bir yerim yoktu. Depremde eski psikoloğumu da kaybettim. O dönem kendimi çok kötü hissettim. Nereye gideceğimi bilemedim, köye gittim. Bana biraz daha ılımlı yaklaştı annem. Ama ben orada kendimi güvende hissedemedim. Hep bir huzursuzdum, diken üstünde hissettim kendimi. Mesela kuzenim geldi. Benim orada olduğumu bile bile geldi. Oturdu, muhabbet falan etti, çayını içti iki üç saat gitmedi. Ben ağladım… Ben orada anladım, gerçekten hiçbir suçluluk hissetmediğini. Bir suçluluk hissetse işini halleder giderdi. Ondan sonra bir daha hiçbiriyle görüşmek istemedim.
Dayıma karşı öfke bile hissedemiyorum. Galiba çok derinlerde çok bastırdım biliyor musunuz? Dayım hep silik bir tipti. Kimseyle pek konuşmayan… Sonrasında benimle de neredeyse hiç muhatap olmadı. Ben çocukken şeyden korkardım mesela. Dayımın da üç tane kızı vardı ve eşi bırakıp gitmişti çocukları. Çocuklar dayımla büyüdüler. Dayımın en küçük kızı, çok yakındı babasına. Ben korkardım. Acaba ona da böyle bir şeyler yapıyor mu? Ama kimseye de bir şey söyleyemezdim. Ki dayımın normal olmadığının herkes farkındaydı.
Amcam da benden altı yaş büyük. Amcam bana çok destek oldu bu olaydan sonrasında tabi. Bir sıkıntım olduğunda bir şekilde benim babam olmaya çalıştı. Maddi manevi destek olmaya çalıştı. Belki de en çok üzüldüğüm amcam, ona konduramıyorum.
Yani insanların nasıl bu kadar kötü olabildiklerini anlayamıyorum gerçekten. Bilmiyorum orada kim bilir kaç insan böyle şeylere maruz kaldı. Belki hala kalmaya devam eden birileri var. Ve insanlar hala susuyorlar. Çok öfkeliyim…
Terapilerden sonra geçmişine baktığında özellikle cinsel istismarın hayatını nasıl etkilediğini düşünüyorsun?
Ben çok kiloluyum. En son yaşadığım cinsel tacizden sonra çok fazla kilo aldım. Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok. Erkeklerle yakınlaşmak ya da cinsel anlamda herhangi bir şey yaşamak… Dokunmak bile istemiyorum. Çekici ve güzel görünmek istemiyorum. Ben babama kuzenim için, niye beni korumadın dediğimde; “İşte sen güzel giyiniyorsun, makyaj yapıyorsun o yüzden bunlar başına geldi” demişti. Bilmiyorum belki de ciddiye aldım söylediklerini.
Ben tesettürlüyüm. Daha da kapalı giymeye başladım. Pantolon giyinmiyorum. Vücut hatlarımı belli edecek hiçbir şey giyinmiyorum. Eşarbımla buralarımı, göğüslerimi kapatıyorum. Makyaj zaten yapmıyorum.
Artık ben babama bile güvenmiyorum. Çok güvendiğim, kardeşim dediğim insanlar bana bu şekilde yaklaşabildiyse, babam da yaklaşabilir. Diğer erkekler de yaklaşabilir. O yüzden hep bir duvar örüyorum. Hep bir sınır olsun. Hatta evlenmeden önce kimse benim elime bile dokunmasın. Birileri böyle şeyler ima ettiğinde kaçmak istiyorum. Sebebi, annemle babamın arasındaki şiddet ilişkisine maruz kalmam belki bilmiyorum. Aseksüel yaşıyorum aslına bakarsanız.
Ben çocukluk döneminde kalmıştım terapiyle birlikte büyümeye başladım. Hep bir şekilde insanlardan ilgi, sevgi, onay talep ediyordum. Yeni yeni bunları talep etmeyi bırakıyorum. Artık bir yetişkin olduğumu, benim de bir gücümün olduğunun farkına varıyorum. Annemden, babamdan hep bir şeyler bekledim.
Kendine inanmakta zorluk yaşadığında bununla nasıl başedebildin?
Psikolojiyle ilgilenmeye başladığım zaman, çocukların böyle hayaller görmeyeceğini, böyle fantezilerinin olmayacağını, anılarını bir şekilde bastırdıklarını öğrendim. Hala dayım olayında tam emin olamıyorum. Sadece bir sahne…
Amcam olayında da öyle. Sadece dokunduğunu hatırlıyorum. Kaç kere oldu? Nasıl oldu? Onu da hatırlamıyorum. Ama böyle şeyler yaşamadıysam böyle şeyler hatırlıyor olmam imkansız değil mi? Bunu biraz psikoloji kitaplarıyla birlikte ve en son yaşadığım tacizle birlikte anlamlandırabildim.
Kuzenimin tacizinde 23 yaşındaydım yine kimse inanmadı. Kendi aklımdan şüphe etmeye başladım. Acaba ben mi paranoyakım? Çünkü ben istismarlara maruz kalıyorum, o sırada herkes hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. O evde ve köyde kalmak zorundayım. Halamlar geliyor gidiyor, kuzenim geliyor eve. Herkes çok normal gibi davranıyor…
Kitabınızda okuduğumda altını çizdim, çok doğru bir tespitte bulunmuşsunuz; “Ben aslında susmadım”. Hatta ben susmadığımı bile unuttum. Çünkü o kadar haklı gördüm ki diğerlerini…
Kendini suçlamaların oldu mu?
İşte ne bileyim odaya gitmeseydim… Sonuçta o bir erkek. Ne işim vardı benim o saatte bir erkeğin odasında?… Çok suçladım kendimi. Kondurmak istemedim de, biz yakındık kuzenimle. Benim aile problemlerimi en iyi bilen oydu. Nasıl bana bunu yapabildi diye düşündüm. Aslında bence biraz da bunlardan güç aldı, başka birinin kızı olsa belki de yapmayacaktı. Belki biliyordu babamın bir tepki vermeyeceğini…
Başka hayatta kalanların deneyimlerini okuduğunda ya da dinlediğinde ne hissediyorsun?
Eskiden böyle şeyleri okuyamaz, dinleyemezdim. Kendimi çok kötü hissederdim. Sizin kitabınızı okuduğumda, siz; susmamamız gerektiğini, gözümüzü kapatmamız gerektiğini söylemiştiniz. Ben de susmamaya karar verdim. Bu insanları dinlemeye, görmezden gelmemeye karar verdim. Benim bir acım var, insanların da bir acısı var görmezden gelemezdim. Kendimi hala kötü hissediyorum. Sanki benim başıma gelmemiş gibi “Nasıl yaşadılar? Nasıl kaldırdılar?” diyorum. Ama artık kaçmak istemiyorum. Okumak istiyorum. Onların yaşadıklarını da bilmek istiyorum. Çünkü biz bir şekilde sustukça görmedikçe daha fazlası olacak biliyorum. Daha fazlası olsun istemiyorum. Ben bunları kabul etmezsem nasıl devam edeceğim hayatıma? Başka çaremiz yok ki. Kaldırmak zorundayız bir şekilde. İnsan öğreniyor kabul etmeyi, zor da olsa…
Çocuklarla çalışıyorsun, deneyimlerin çocuklara yaklaşımını nasıl etkiliyor?
Psikolojiyle, pedagojiyle ilgili olduğum için bir çocuğun evde veya okulda şiddete uğradığını anlayabiliyorum. Cinsel istismarla ilgili şüpheleneceğim bir durum olmadı ama burada çok fazla şiddet uyguluyorlar çocuklara. Anne gelip bana diyor ki, eti senin kemiği benim hocam. Hala… Kaçıncı yüzyıla gelmişiz?… Hocam siz burada dövün, ben evde döveyim, top oynar gibi… Ve bunu çocuğun yanında diyor. Ben bunları ilk gördüğümde başta, o içimdeki yaralı çocuk ortaya çıktı. Çocuklaşıyordum. Sonradan farkına vardım, onları kurtarmak istiyordum. Şuna karar verdim ben onların annesi, babası değilim, onları kurtaracak olan kişi değilim ama bilinçlendirmek adına bir şeyler yapabilirim.
Yaşadıklarından dolayı toplumun, çevrendeki insanların seni hiç yargılamayacağını bilsen ne yapmak isterdin?
Ben masumum, benim hiç bir suçum yok diye hesap sormak isterdim. Siz bana nasıl bunu yapabildiniz?… Herkesin içinde “Bunu nasıl yapabildin, nasıl bu kadar kötü olabildin?” demek isterdim. Üçü de akrabamdı. Başka tacizler de yaşadım ama diğer yaşadıklarım bunlar kadar etkilemedi beni. Yabancı insanlar yapabilirler gibi geldi. Onlar ailemdendi beni en iyi bilen insanlardı. Hadi çocukluğumda hatırlamam diye güçsüzüm diye yapıldı yirmi üç yaşında kuzenim nasıl cesaret edebildi?… Ben anlamıyorum gerçekten…
Senin eklemek istediğin bir şey var mı?
Evet. Bence insanlar susmasınlar. Böyle bir şey yaşıyorlarsa mutlaka duyursunlar. Susmadığım için gerçekten çok mutluyum. Size çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız, bende umut uyandırdınız. Anlatarak değiştirebileceğimi, belki birilerine destek olabileceğimi gördüm. Sizin sayenizde…
Ben teşekkür ederim.